Milletvekili adayı Aynur Karlıklı: “Sosyal adalet için doğru adres Sol Parti’dir”

Milletvekili adayı Aynur Karlıklı: “Sosyal adalet için doğru adres Sol Parti’dir”
Yayınlama: 15.09.2021
Düzenleme: 15.09.2021 13:18
68
A+
A-

Almanya’daki neoliberal politikaların ülkeyi çıkmaza sürüklediğini, mülteci, göçmen, işsiz, kadın ve çocukların fakirleşme sorunu ile acilen başa çıkılması gerektiğini kaydeden Sol Parti milletvekili adayı Aynur Karlıklı, halkın artık siyasette değişim istediğini söyledi.  Sol Parti’nin, 26 Eylül seçimlerinden sonra bir sol koalisyon hükümetinde mutlaka yer alması gerektiğini savunan milletvekili adayı Aynur Karlıklı’ya göre, Sol Parti’nin olmadığı bir koalisyon hükümetiyle sosyal alanda bir değişiklik mümkün değil.

Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPD) halkı yoksullaştıran Hartz IV sisteminde imzası olduğunu, partisinin talep ettiği trilyonerler vergisine karşı çıktığını ve silahlanma politikalarına “hayır” demediğini kaydeden Aynur Karlıklı, başta çevreci ve sosyal politikaları savunan Birlik’90/Yeşiller Partisi’nin ise “Yeşil kapitalistlere” dönüştüğünü ifade etti.

İklim koruma politikalarının hiçbir partinin tekelinde olmadığı gibi tüm siyasi partilerin sorumluluğunda olduğunu da kaydeden Sol Parti Baden Württemberg Eyalet Teşkilatı Yönetim Kurulu‘nun tek Türkiye kökenli üyesi,  salgın ve ekonomik krize dikkat çekerek “Arttık en alttakiler Türkler değil, mülteciler” dedi.

Yeni Posta gazetesinin YouTube kanalında yayınlanan “Avrupa Gündemi” programında Işın Ertürk’ün sorularını yanıtlayan 56 yaşındaki Karlıklı sosyal adalet, barış, kadın ve göçmen alanlarında ağırlıklı olarak sürdürdüğü çalışmalarını federal meclise taşımayı hedefliyor.

Sol Parti’ye üyelik kararı almasında, sosyal ve barış partisi olması, silah üretimi ve ticaretini reddetmesi, bir kadın partisi olmasının önemli rol oynadığını kaydeden Karlıklı’nın değerlendirmeleri şöyle:

SPD’NİN ADAYI SCHOLZ’UN OYLARI ARTTI ÇÜNKÜ…

Salgın ekonomik krizi bariz bir şekilde görünür kıldı. Sel felaketinde afet bölgesi ziyareti sırasında gülmesi ise ülkeyi iyi yönetemeyeceği kanaatini oluşturdu. Gerçekte ise halk siyasette değişim istiyor. Elbette bu, pandemi döneminde sosyal hakların kısıtlanmasıyla da alakalı bir durum. Dolayısıyla seçmenin Almanya Sosyal Demokrat Partisi’ne (SPD) ve Başbakan adayı Olaf Scholz’a yönelmesinin ardından siyasette değişiklik talebi yatıyor.

YEŞİL KAPİTALİSTLER

Birlik’90 / Yeşiller partisine gelince: Başta çevreci ve sosyal politikalarını savunurken şimdi ‘yeşil kapitalistlere’ dönüştüler. Yeşiller tabiatı kirletenlere dokunmadan kendilerini tabiatın koruyucusu ilan etmek istiyorlar. Şunu da özellikle vurgulamak isterim ki, çevre ve iklim koruma hiçbir siyasi partinin tekelinde olamaz. Hatta bu konu bütün siyasi partilerin sorumluluğundadır. Öte yandan SPD ile ilgili şu noktalar da var: Halkı yoksulluğa iten Hartz IV sisteminin altında SPD’nin imzası vardır. Ayrıca silah politikalarına hayır demeyen bir parti. Trilyonerlerin vergi ödemesine de karşı çıkıyor. Halk değişimle birlikte sosyal adalet talep ediyor, ama bunun için doğru adres SPD değil Sol Parti’dir.

“EN ALTTAKİLER ARTIK TÜRKİYE KÖKENLİLER DEĞİL, MÜLTECİLER

Almanya’daki Türkiye kökenliler artık en alttakiler değil. Yeni ‘en alttakiler’ mülteciler. Tüm bu çıkmazdan çıkmanın, yoksulluğu aşmanın yollarından biri de eğitim. Entegrasyon kelimesini sevmiyorum, birlikte değişmek istiyoruz.

“BAĞIŞ ALMIYORUZ, LOBİCİLERE BOYUN EĞMEYİZ”

Sol Parti büyük şirketlerden, lobicilerden bağış almıyor. Her parti vaatte bulunuyor, ancak meclise girdikten sonra hayata geçirmekte zorluk çekiyor. Bizim ise vicdanımız rahat ve bağış almadığımız için de vaat ettiklerimizi gönül rahatlığıyla hayata geçirebiliriz. Böylece meclise girdiğimizde lobicilere sorumluluğumuz olmadığı gibi halka sunduğumuz programı uygulama şansımız büyük. Birçok parti ise lobicilerden destek aldığı için büyük vaatlerle seçilip meclise girince uygulamıyor.

“ŞİŞE TOPLATMAK DEĞİL, PET ŞİŞE ÜRETİMİNİ DURDURMAK GEREK”

İklim konusuna gelince: Ambalajların tamamen kaldırılması ya da başta üretiminin en az indirilmesini şehirlerde ise toplu taşıma ağının genişletilip güçlendirilmesini talep ediyoruz. Konutların çevre dostu inşa edilmesine ilişkin taleplerimiz de var. Yeşiller plastik atıkla mücadelede şişelerin toplanması sistemini geliştirdi. Ancak mesele şişe toplamak değil, pet şişelerin üretimini durdurmak. Yangınlar, seller gösteriyor ki, artık vakit kalmadı. Biz iklimle mücadelede  ‘hemen şimdi’ adım atılmasından yanayız. Belli bir tarih verip süre tanıma lüksümüz yok.

İklimin bozulması savaşlar kadar yoksulluk ve göçü beraberinde getiriyor. Şehir merkezlerinin ‘arabasızlaştırılmasını’ istiyoruz. Güneş, su, rüzgar enerjilerinin geliştirilmesini istiyoruz. Çevre kirliliği ile mücadelede otomotiv sektörün alternatif araçların üretilmesini istiyoruz.

“SİLAH ÜRETİMİ VE NATO KIRMIZI ÇİZGİMİZ”

Olası ‘sol koalisyon’ hükümetinde ise asla taviz vermeyeceğimiz konulardan biri, silah üretimi ve ticareti, diğeri ise NATO’dan çıkış. Militarizm içeren her şeye karşıyız. SPD ile bu konularda anlaşamıyoruz. İşin özü, Sol Parti’nin olmadığı bir koalisyon hükümeti ile sosyal alanda bir değişiklik olmayacak. Yeşiller’in Sol Parti’ye mesafe koymasını ise anlamak mümkün, çünkü hangi tarafa yanaşması konusunda hâlâ kararsız. Başta Hıristiyan demokratlarla koalisyon kurmak istiyordu, ancak son dönemde baktı ki SPD ciddi bir rakip haline geldi. Bu nedenle şimdilik temkinli davranıyor.

Yine de şahsi görüşüm Sol Parti’nin federal meclise güçlü bir şekilde girebilmesi ve güçlü bir muhalefet yapmasıdır.

YILDA 250 BİN SOSYAL KONUT

Sadece Almanlar için değil bu ülkede yaşayan herkes için sosyal adalet istiyoruz. Yılda 250 bin ek sosyal konut inşa etmek istiyoruz. Uygun kiraları olan acil konut ihtiyacı bulunan sayısız insan tanıyorum. Boşalan binaların belediyeler tarafından satın alınmasını ve konut kooperatiflerini teşvik edilmesini talep ediyorum. Sosyal konutlar aynı zamanda sosyal açıdan  olarak farklı durumlardaki insanların bir arada yaşamasını da teşvik ediyor. Özel şirketlerin elindeki eskiden kamuya ait konutları geri alıp daha ucuza kiraya verilmesini istiyoruz.

Eğitim de bizim için önemli. Çocuklara yeteri kadar kreş sağlamayı, kreşten üniversiteye dek ücretsiz eğitimi savunuyoruz.

EN AZ 13 AVRO SAAT ÜCRETİ

Fakirleşme konusunda ise birçok şirket kısa süreli çalışmaya gitti. Birçok insan kirasını ödeyemez hale geldi. Kısa süreli çalışma ücretlerinin en az 1300 avro olmasını talep ediyoruz. Emeklilikleri en az yaşamalarını idame edecek kadar olmalı ve en az 1200 avro emeklilik ücreti istiyoruz. Taleplerimiz arasında en az 13 avro saat ücreti de var. 

Diğer taraftan Sol Parti mülteci ve göçmen sorunlarına sahip çıkıyor. Yabancı düşmanlığına karşı programlarımız var. Sığınmacılara sınırların açılmasını bu konuda her eyaletin karar vermesini istiyoruz. Almanya’nın mülteciler için güvenli bir liman haline gelmesini istiyoruz.

“GÖÇMENLER ÜLKE SİYASETİNE İLGİSİZ”

Entegrasyon konusunda projelerin mutlaka göçmen gruplar dahilinde yapılmasından yanayız. Tek taraflı verilen kararlarla projelerin boşa gittiğini düşünüyoruz. Bizimle ilgili verilen kararlarda göçmenleri sesi olmak istiyorum. Partimizde üye göçmen sayısı, ne yazık ki, düşük. Bu hem buradaki göçmenlerin eksikliği hem de partinin eksikliği. Diğer taraftan göçmenlerin ülke siyasetine ilgisizliğini de vurgulamak isterim. Hayat alanımız burası ve buraya yönelik çalışmalar yapmak zorundayız. Benim amaçlarımdan biri de Almanlarla göçmenler arasında köprü kurabilmek.

“MUTLAKA SANDIĞA GİDİN”

Ayrıca Sol Parti’ye üye olurken, sosyal ve barış partisi olması, silah üretimi ve ticaretini reddetmesi, bir kadın partisi olması, kadınları teşvik eden bir parti olması etkili oldu.

Meclislerde hem kadınlar hem göçmenler azınlıkta. Biz kadınların meclise girmesini istiyoruz. Kadın adaylar arasındaki Türkiye kökenlilerin sayısı 7-8.

Bununla birlikte Almanya’daki Türkiye kökenlilerin seçimlere katılma ve oy kullanma oranları çok düşük. Oysa yaşamlarının merkezini Almanya oluşturuyor. 26 Eylül seçimlerinde mutlaka sandığa gitmelerini ve ülkenin kaderini birlikte belirlemelerini isterim.

AYNUR KARLIKLI KİMDİR?

Almanya’nın sorunlarının yanı sıra göçmen olmaktan kaynaklanan sorunların çözümü mücadelesi de veren 1964 Ankara doğumlu Aynur Karlıklı ikiz erkek çocuklarının annesi.

Misafir işçi bir ailenin çocuğu olarak 1971 yılında ailesiyle birlikte Türkiye’den Almanya’ya gelen ve başlangıçta Nagold yakınlarında yaşadıklarını belirten Aynur Karlıklı  15 yaşına kadar ise Dormagen’de, daha sonra da Stuttgart’ta ve ardından  Eutingen im Gäu’da yaşadı. Aynur Karlıklı yeniden taşındığı Stuttgart’ta 40 yıldan bu yana yaşamını sürdürüyor.

Kadın, göçmen ve genel olarak insan hakları konularında aktif olan  politikacı siyasi hayatına Barış Meclislerinde başladı.  Almanya’daki “Cumartesi Anneleri Dayanışma Grubu” kurucularından da olan Karlıklı, 2015’ten bu yana Sol Parti’de aktif çalışmaları ile öne çıkan isimlerden.

Parti teşkilatında hem eyalette hem de Stuttgart’ta yönetim kurulu üyesi olan, Kadın ve Barış Eyalet Çalışma Grupları içinde yer alan Aynur Karlıklı aynı zamanda eyalette Sol Parti Göçmen Çalışma Grubu sözcülüğünü de sürdürüyor.

2015 yılından bu yana parti üyesi olan Karlıklı, Sol Parti’nin (Die Linke)  Tuttlingen’den milletvekili adayı. Mart ayında yapılan eyalet seçimlerinde Sol Parti için yarışan  ve Stuttgart III seçim bölgesinde oyların yüzde 4,8’ini kazanan Aynur Karlıklı, federal meclis seçimlerinde  asıl milletvekili adayının başvurusunu geri çekmesinin ardından Rottweil-Tuttlingen seçim bölgesinden aday gösterildi.

YENİ POSTA – STUTTGART

Kaynak: www.agazete.de

Bir Yorum Yazın
Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.